Eğitim Öğrencilere Saygıyla Başlar

IMG_5176

AKET Genç Kalemlerin yeni üyesi Dr. İmdat Balki’sin  kaleminden..

Eğitim, Bireyde kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişim meydana getirme sürecine denir. Eğitim, davranışlarımızı, düşüncelerimizi, tutumlarımızı, inançlarımızı ve yaşamımıza dair daha birçok şeyi önemli ölçüde etkileyen bir süreçtir. Doğumla başlar ölümle sona erer. Nitekim Hosea Bacon da “Eğitim ana dizinden başlar; her söylenilen kelime çocuğun kişiliğine konan bir tuğladır” der.

Bir toplum için en önemli şey eğitimli nesiller yetiştirmektir. “Bana yardım edeceksen, bana öğret” diyen Çinli ozan Kuan Tzu (M.Ö 1000) eğitimin önemini şu dizeleriyle özetlemiştir.  

Bir yıl sonrası ise düşündüğün, tohum ek

Ağaç dik, on yıl sonrasıysa tasarladığın

 Ama düşünüyorsan yüz yıl ötesini, halkı eğit

En kutsal harcama eğitim için yapılan harcamadır. Çocuklarımızın eğitimi için harcadıklarımız, paranın harcandığı en değerli yerlerdirTom Peters; “İşleriniz iyi gidiyorsa eğitim bütçenizi iki katına çıkarın, kötü gidiyorsa dört katına” demiştir. Bu bağlamda okula, öğretmene, öğrenciye, eğitim materyallerine para harcayan toplum ve fertlerin geleceği aydınlık; bundan imtina edenlerin geleceği karanlık olacaktır.

Eğitim nasıl olmalı?

Ralph Waldo Emerson’un “Eğitim, öğrencilere saygıyla başlar” sözünü ilk duyduğunda irkilmiştim. Zira bizler “eğitim öğretmene saygıyla başlar” mottosuyla büyümüştük. Saygıyı büyüklere mahsus bir ahlâkî ilke olarak bellemiştik. Hâlbuki alaya alınan, kendisine saygı duyulmayan, aşağılanan bir çocuktan saygı beklemenin muhal olacağı bir hakikattir. Kendisine saygı duyulmayan çocuklar özgüvenden mahrum kalacak ve kendilerini her daim değersiz, işe yaramaz kimseler olarak algılayacaklardır.  Öğretmenlerin öğrencilerine öğretecekleri en değerli şey öz saygıdır. Bir insanın öz saygısını elinden aldığınız zaman onu bir robota dönüştürmüş ve köleleştirmiş olursunuz.

Öğretmenlerin buna çok önem vermeleri gerekmektedir. Zira öğretmenlerin görevi öğrencilerini koyunlaştırmak değil; çocukların boyunlarındaki zincirleri kırarak onları özgürleştirmektir. Öğrencilerine konuşma hakkı tanımayan, öğrencilerinin fikirlerini ifade etmesine (saçma da olsa) tahammül etmeyen, öğrencileriyle alay eden, onlara lakap takan, fiziki özellikleriyle alay eden bir öğretmenin öğrencisine katacağı bir şey yoktur.  Bu bağlamda öğretmenin bilgili olması kadar bildiklerini doğru olarak aktarması da önemlidir. Saygıyla öğretmek sevgi ve saygıyı filizlendirecek eğiten ile eğitilen arasında derin bir bağ oluşturacaktır.   Cicero’nun dediği gibi; “Bir şeyi bilmek nasıl beceri gerktiriyorsa, onu öğretebilmek de beceri ister.” Öğretebilmek adına sergilenecek ilk şeyin saygı olduğunu unutmamak lazımdır. 

 

Eğitimin çocukların sorgulama yeteneğini artırmakla ilgili bir şey olduğunu unutmamak gerekir. İtaat etmeyi empoze eden, ezbere dayanan, var olanı tekrarlayan eğitim sistemleri kimseye bir şey katmayacaktır. Nitekim Sokrates “Eğitim kıvılcımla ateş yakmaktır. Boş bir kabı doldurmak değildir.” demiştir. Bishop Creighton göre ise; “Eğitimin gerçek tek amacı, insanı sürekli sorular sorar bir durumda tutmaktır.”

 

Eğitimde diğer önemli şey ise disiplindir. Bu bağlamda ödev ve sorumluluk bilinci oluşturmak salt öğretmekten önemlidir. Öğrencilere aldığı dersin ve/veya konunun önemini, hayattaki somut faydasını anlatmak ve öğrenciyi öğrenmeye ikna etmek ona ders anlatmaktan faydalı olacaktır. Erich Fromm; “Eğitimin temel amacı, çocukları kendi yeteneklerinin bilincine vardırmaktır,” der. Yazımızı Çinli ozan Kuan Tzu’un mısralarıyla bitirelim.

Birisine bir balık versen,

Doyar bir defa;

Balık tutmayı öğret,

Doysun ömür boyunca.

Selam ve dua ile…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir