Amaç Sosyal Medyada Takipçi Kazanmakmış

Türkiye’nin gündemine oturan olay, Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sırasında yaşandı. Sosyal medyada “internet fenomeni” olarak tanınan bir genç kadının sınav salonuna alınmaması kamuoyunda geniş yankı buldu.
Olay, sınav günü sabah saatlerinde bir sınav merkezinde meydana geldi. İddiaya göre, söz konusu aday sınav binasına 5-6 kişilik bir kamera ekibiyle birlikte geldi. Sınav binası görevlileri, adayın sınava alınmama gerekçesini, “yanında kamera ekibiyle gelmesi ve önceki yıllarda da benzer şekilde sınava girip gündem yaratmaya çalışması” olarak açıkladı.
Bina Sorumluları: “Bu Yıl Bilinçli Bir PR Çalışması Gibi Geldi”
Bina görevlilerinden alınan bilgilere göre, adayın sınav kurallarını ihlal edecek şekilde küpe taktığı, önceki yıllarda bu tür ayrıntılara dikkat edilmeden sınava alındığı, ancak bu yıl olayın farklı şekilde algılandığı belirtildi. Bir bina sorumlusu, “Normalde belki bu tür aksesuarları tolere edebilirdik, fakat bu yıl yanındaki kamera ekibi ve sosyal medyada daha önce yaptığı paylaşımlar, olayın bir ‘PR çalışması’ olabileceği izlenimini verdi” dedi.
Sosyal Medyada Farklı Tepkiler
Olayın sosyal medyada duyulmasının ardından çok sayıda kullanıcı duruma tepki gösterdi. Bazıları genç kadının sınav hakkının elinden alındığını savunurken, bazıları ise bu tür sınavların ciddiyetini korumak gerektiğini ifade etti. Adayın olay sonrası sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımlarla takipçi sayısının 50.000’e kadar yükseldiği belirtiliyor.
Uzmanlar Uyarıyor: “Sınav Güvenliği Ciddiyet İster”
Eğitim uzmanları ve ölçme-değerlendirme konusunda çalışan akademisyenler, sınav güvenliğinin her şeyin önünde geldiğini, kuralların herkese eşit şekilde uygulanması gerektiğini vurguladı. Bazı uzmanlar ise kamuya açık sınavlarda sınav merkezlerine medya unsurlarının ya da kalabalık grupların girmesinin sınav disiplinini zedeleyebileceğini dile getirdi.
Sonuç: Gündem, Sınav Disiplininden Sosyal Medyaya Kaydı
Olay, sınavların sadece bilgi ölçümünden ibaret olmadığını, aynı zamanda kamusal güven ve eşitlik ilkesinin korunması gereken organizasyonlar olduğunu bir kez daha gündeme getirdi. Sosyal medya çağında bireysel görünürlük ile kamusal düzen arasındaki sınırların nasıl çizileceği sorusu ise tartışılmaya devam ediyor.