“Bu Çocuklar Kime Emanet? Ağrı’da Eğitim Sessiz Çığlık Atıyor”

Ağrı’da bir sınıfın kapısını açın.
Karşınıza 40, belki 45 çift göz bakacak. Kimi ayağa kalkacak, “Günaydın öğretmenim!” diyecek heyecanla. Kimi başını kaldırmaya bile çekinecek. Bir defter, bir kalem, bir umutla sırasına oturmuş bekliyor olacak… Ama ne yazık ki bu çocukların umutları, kalabalığın içinde yavaş yavaş sessizliğe karışıyor.
Çünkü bu sınıflarda artık eğitim değil, hayatta kalma savaşı veriliyor.
Ağrı’da sınıf mevcutları 40-45 kişiye dayanmış durumda. Eğitimde kalite demeye, bireysel ilgi demeye dilimiz varmıyor artık. Sınıflar adeta kalabalığın içinde kaybolan seslerle dolu. Öğretmen her öğrenciye ulaşmak istiyor, ama yetemiyor. Ne zaman yeterli, ne enerji ne de insan gücü…
Bir Şehir, Sessizce Tükeniyor
Bugün Ağrı’da 1600 öğretmen açığı var. Bu rakam bir istatistik değil, yüzlerce okulun sessizliği, binlerce çocuğun çaresizliğidir. Dahası, Eylül ayında açılacak il dışı tayinlerle, en az 200 öğretmen daha kentten ayrılacak. O zaman 40 kişilik sınıf, “iyi senaryo” haline gelecek. Belki 50’yi, belki daha fazlasını konuşacağız.
Şimdi soruyorum:
Bu çocuklar kime emanet edilecek?
Kim anlatacak onlara Atatürk’ü, matematiği, dünyayı?
Kim tutacak elinden sessizce köşede oturan, annesinden ayrılmak istemeyen o minik öğrencinin?
Suçlu Kim? Sadece Yerel Yönetim mi?
Elbette Ağrı’daki Milli Eğitim Müdürlüğü’nün eksikliklerini daha önce defalarca yazdık, yine yazarız. Planlamadaki hatalar, koordinasyondaki aksaklıklar yok değil. Ama bu kez dürüstçe bir tespiti de paylaşmak zorundayım:
Onlar da artık bu sorunun mağduru.
Çünkü bu yükü, bu kadar az kadro ve kaynakla taşımaları imkânsız. Herkes biliyor ki, çözüm yerelde değil sadece.
Çözüm, Ankara’dadır.
Çözüm, Milli Eğitim Bakanlığı’nın samimi, kalıcı ve bölgeye özgü bir plan yapmasındadır.
Doğu Tazminatı Yeniden Gündeme Gelmeli
Yıllar önce vardı. Etkiliydi. Öğretmen burada kalıyordu. Çünkü emeğinin karşılığını aldığını hissediyordu.
Bugün?
Bir dağ köyünde ısınma derdi yaşayan, her sabah kilometrelerce yol yürüyen öğretmen ile İstanbul Beşiktaş’ta kütüphane içinde çayını yudumlayan öğretmen aynı maaşı alıyor.
Bu adalet mi?
Adalet, herkese aynı koşulu sunmak değildir.
Adalet, farklı koşullarda olanlara, eşit yaşam şansı vermektir.
Doğu tazminatı yeniden gündeme alınmalı. Hatta sadece maaş değil;
Ulaşım desteği,
Barınma imkânı,
Sosyal haklar,
Görev süresine göre puan avantajları gibi somut destekler de sağlanmalıdır.
Çünkü öğretmeni burada tutamadan, öğrenciyi geleceğe hazırlayamazsınız.
Ağrı’nın Sessiz Gerçeği: Doğurganlık ve Göç
Ağrı, Türkiye’nin en yüksek doğurganlık oranına sahip illerinden biri. Bu yıl binlerce yeni çocuk daha eğitim sistemine dâhil olacak.
Peki sistem hazır mı?
Hayır.
Aynı Ağrı, en fazla göç veren şehirlerin de başında geliyor. Gençler, aileler, umudunu başka illerde arıyor.
Biliyor musunuz?
Bugün bir öğretmenin tayin hakkı açıldığında, “kaçabilen” şanslı sayılıyor burada. Çünkü o da artık yorgun. Çünkü sistem onu burada tutacak hiçbir umut vermiyor.
Bu Bir Eğitim Meselesi Değil, Gelecek Meselesidir
Bu çocuklar Türkiye’nin çocukları. Bu şehir bizim. Ağrı’da öğretmen tutamıyorsak, Ağrı’da çocukları kalabalık sınıflara hapsediyorsak, aslında Türkiye’nin geleceğini eksik bırakıyoruz.
Bakınız, eğitim sadece bir bakanlığın meselesi değil. Eğitim, bir ülkenin medeniyetle bağ kurma meselesidir.
Ve Ağrı şu anda bu bağdan koparılmak üzere.
Devletin artık bu şehirler için özel bir planlaması olmalı. Bu planlar;
Doğu’ya ayrıcalık tanıyan,
Eğitimde fırsat eşitliğini önceleyen,
Öğretmeni merkezine alan bir anlayışla hazırlanmalı.
Bu Şehir Yalnız Değilse, Gösterin
Ağrı’da bir anne, çocuğunu her sabah okula gönderirken “Acaba öğretmeni var mı?” diye dua ediyor.
Bir öğretmen, dersi anlatırken, “Hangisine yetişeyim?” diyerek içinden sessizce ağlıyor.
Bir çocuk, okula gidip gitmemekte kararsız kalıyor, çünkü ilgisizlik artık kader olmuş.
Ve biz buradan sesleniyoruz!!!
Bu şehir yalnız değilse, gösterin!
Bu çocukların sesi duyuluyorsa, cevap verin!
Milli Eğitim Bakanlığı’na, hükümete ve ilgili tüm yetkililere çağrımızdır:
Ağrı gibi iller için acil, etkili ve sürdürülebilir bir eğitim planı yapılmadan, bu ülkenin geleceği tamamlanamaz.
Bugün sadece bir öğretmen ataması yapılmıyor.
Bugün, bir çocuğun hayali ya büyüyor, ya da sönüyor.
Unutmayın…