Ağrılı Gençler Umutsuz: “İlk Fırsatta Bu Şehirden Gideceğiz”

Bir şehri ayakta tutan sadece yolları, binaları ya da kurumları değil; o şehirde yaşayan insanların umudu, inancı ve aidiyet hissidir. Ancak Ağrı’da gençler artık ne geleceğe umutla bakabiliyor ne de yaşadıkları şehre ait hissediyor.
Doğu Anadolu’nun kadim şehri Ağrı, son yıllarda genç nüfusun hızla azaldığı, potansiyelinin yavaş yavaş eridiği şehirlerden biri haline geldi. Giderek artan işsizlik, yetersiz sosyal ve kültürel imkânlar, etkisiz kurumlar ve kopuk bir siyaset anlayışı, gençlerin şehre olan inancını neredeyse tamamen tüketmiş durumda.
Sokak röportajlarında konuştuğumuz 18-25 yaş arası gençlerin neredeyse tamamı, ilk fırsatta şehirden ayrılmak istediklerini söyledi. Kimisi üniversite okumak için, kimisi ise iş bulmak umuduyla büyükşehirlere göçme planları yapıyor.
“Hiçbir Kuruma Güvenimiz Kalmadı”
Gençlerin en büyük ortak şikâyeti, şehrin temel kamu hizmetlerinden yeterince faydalanamamak. Siyasetçiler seçimden seçime gelip gidiyor, ancak vaat edilen projeler hayata geçirilmiyor. Belediyeler, gençlere yönelik sosyal ve kültürel projelerde yetersiz kalıyor. Spor alanları atıl durumda, kütüphaneler yetersiz, sosyal tesisler ise yok denecek kadar az.
Üniversite mezunu bir genç şöyle diyor:
“Ben Ağrı’da doğdum büyüdüm. Ama bu şehir bana hiçbir gelecek vadetmiyor. Eğitim kalitesi düşük, mezun olduktan sonra iş yok. Ne sanayi var ne gelişmiş bir hizmet sektörü. Kurumlar sadece tabeladan ibaret, kimse gençleri dinlemiyor.”
Eğitimde Fırsat Eşitsizliği Derinleşiyor
Ağrı’daki gençlerin eğitime dair umutsuzluğu da dikkat çekici boyutlarda. Birçok öğrenci, kaliteli eğitime erişim konusunda batı illerindeki akranlarının çok gerisinde kaldıklarını belirtiyor. Özellikle liselerdeki öğretmen yetersizliği, teknik ekipman eksikliği ve sınavlara hazırlık imkânlarının sınırlı olması, gençlerin eğitimle yükselme umudunu baltalıyor.
Lise son sınıf öğrencisi bir genç şöyle diyor:
“Burada üniversiteye hazırlık süreci tamamen kişinin kendi çabasına kalmış. Ne okul yeterli, ne de dışarıda destek alabileceğimiz yer var. Ailem zaten ekonomik olarak zor durumda. Başarılı olmak istiyorum ama sistem bize yardımcı olmuyor.”
Sosyal Yaşam Yok Denilecek Kadar Az
Gençlerin ifade ettiği bir diğer büyük eksiklik ise sosyal yaşam. Şehirde gençlerin zaman geçirebileceği, kendini geliştirebileceği ya da sosyalleşebileceği alanlar yok denecek kadar az. Birçok genç boş zamanlarını ya evde geçiriyor ya da internet kafelerde.
“Sinema yok, tiyatro yok, konser yok. Bir kafeye oturmaya gitsek pahalı, zaten ailemiz de kızıyor. Spor yapabileceğimiz düzgün bir alan bile yok. Gençlik merkezleri formaliteden ibaret. İçeri giriyoruz, görevli bile ilgilenmiyor,” diyor 21 yaşındaki bir genç.
Çözüm Ne Olmalı?
Ağrı’nın gençlerini tutmak istiyorsak, sadece projelerden değil, samimi bir anlayıştan söz etmeliyiz. Bu şehirde gençler artık “duyulmak” istiyor. Talepleri net:
Eğitime erişim eşitliğinin sağlanması
Gençlere yönelik istihdam politikalarının uygulanması
Sosyal ve kültürel etkinliklerin artırılması
Yerel yönetimlerde genç temsilin sağlanması
Şeffaf ve hesap verebilir bir kamu hizmeti anlayışının gelişmesi
Geleceğini Şehirde Değil, Şehir Dışında Arıyorlar
Her biri ayrı bir potansiyel olan Ağrılı gençler, kendi şehirlerinde körelmek yerine başka şehirlerde nefes almaya çalışıyor. Oysa çözüm göçte değil, gençleri şehirde tutacak bir yaşam vizyonunda yatıyor. Ağrı, bu umutsuzluğu görmezden geldikçe, sessizce en değerli varlığını gençliğini kaybetmeye devam edecek.